I.
Uykusu ağır yorgundur göklerin bekçisi
Gözü samanyolunda bekler ruhları taşıyan melekleri
Ölümle ödüllen-dirilenleri
***
II.
Cam kafesinin anahtarı bir meleğin kalbinde saklı
Dokunsam parçalanırım
Ateş kuyusuna düştükçe gözyaşlarım
Susamışım
Eylül yağmurları boğsada beni
***
III.
Cebinde masal kitaplarından koparılmış sayfalar
Ve zamanı durduran bir kum saati
Parmak uçlarınla çıkarken cennetin basamaklarını
Yıldızlar ayaklarının altına serilir
Rüzgar savuşturur sırtındaki kırmızı yırtık pelerinini
Çıkmaz yinede kokusu ölümün, üzerine sinerken
Cenazenden önce günahlarından arınman için yıkasalarda seni
Herşey nafileydi
***
4 ağıt yak:
cenazeleri sevmişimdir kendiminkini hayal edemesemde..Rüzgar belki savuşturmaz yırtık pelerinimi ama ölümün kokusu...
bense hayal edebiliyorum zaten belli oluyordur.. evet ölüm kokusunun yayılması için rüzgara gerek yok. zaten yanıbaşımızda ki azrailin nefesinden yayılmakta..
Çok güzel..Olağanüstü olmuş, eline sağlık..
Ölmek ödüllen-dirilmek midir sahi?
Buna link vereyim hemen..
süper olmuş gerçekten..
Teşekkür ederim beğenmene sevindim Kasımpatıcım.
Evet ölüm benim için ödüllendirilmek ve dirilmektir çünkü yaşamıyor gibiyim..
Yorum Gönder